Ara defter tasdikinde tasdik makamının seçilip, seçilmeyeceği hk


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.35.18.02-1741-722                   30/07/2012

Konu : Ara defter tasdikinde tasdik makamının seçilip, seçilmeyeceği hk.


İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; İlimiz ... İlçesinde mali müşavirlik yaptığınız, ... İlçesindeki noterlerden yeterli hizmet alamadığınızdan bahisle, müşterilerinize ait ticari defterlerin ara tasdiklerini İlimiz ... İlçesinde bulunan notere yaptırıp yaptıramayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Tasdik Makamı" başlıklı 223 üncü maddesinde; "Defterler, iş yerinin, iş yeri olmayanlar için ikametgahın bulunduğu yerdeki noter veya noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar, menkul kıymet ve kambiyo borsasındaki acentalar için borsa komiserliği tarafından tasdik olunur..." hükmü bulunmaktadır.

Bu hükme göre, defterlerin mükelleflerin işyerlerinin, işyerleri yoksa ikametgahlarının bulundukları yerdeki ( bulundukları yerden kasıt ilin büyükşehir belediyeliği, varsa merkez ilçeler de dahil olmak üzere büyükşehir belediye hudutları içinde kalan kısım, merkez ilçe olmayan diğer ilçelerde ise, o ilçe belediye hudutları içinin esas alınması anlaşılacaktır.) noterler veya noterlik görevini yapanlar tarafından tasdik edilmesi gerekmektedir.

Konsinye olarak gönderilen mallar için ayrı bir sevk irsaliyesi kullanılıp kullanılamayacağı hk


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.06.18.02-105[230-.......-9067]-785                   31/07/2012

Konu : Konsinye olarak gönderilen mallar için ayrı bir sevk irsaliyesi kullanılıp kullanılamayacağı hk.


            İlgi özelge talep formunuzda; yurt içinden veya yurt dışından temin ettiğiniz tıbbi malzemeleri özel veya kamu kurumu hastanelerine konsinye olarak bıraktığınızı, ilgili kurumların kendilerine bırakılan malzemeleri kullanmaları durumunda tarafınıza bilgi verildiği ve bu bildirim üzerine de kullanılan söz konusu tıbbi malzemeler için aynı gün faturalarının düzenlendiği, ancak, konsinye olarak hastanelere bırakılan mallara ilişkin olarak günlük kullandığınız sevk irsaliyelerinden farklı olarak ayrı bir sevk irsaliyesi bastırmak istediğinizi ve bu irsaliye üzerinde "Konsinye Malzemedir" veya "Konsinye İrsaliye" ibarelerinin yer alacağı belirtilerek, vergi mevzuatı açısından bunun mümkün olup olamayacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmiştir.

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış olup, aynı Kanunun 231 inci maddesinin beşinci fıkrasında ise; faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

            Mezkur Kanunun 230 uncu maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendinde, satılan malların alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurması gerektiği hükme bağlanmıştır.

            Anılan bent hükmünden anlaşılacağı üzere, sevk irsaliyesi; ticari mal hareketinin izlenmesi için düzenlenen bir belgedir.

            Diğer taraftan, konsinye işlemi, bir işletmenin daha önceden tespit edilen bir fiyatla ya da günün koşullarına göre satılmak üzere diğer bir işletmeye mal göndermesi işlemi olarak tanımlanmakta olup, ilgi dilekçenizde yer verilen işlemin konsinye satış işlemi olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

            Ancak, malzeme tesliminin resmi sağlık kurumlarına yapılması ve şartnamede ödemelerin kullanılan malzeme üzerinden yapılacağına ilişkin hüküm bulunması şartıyla,

            - Şirketinizce toplam malzeme miktarını içeren sevk irsaliyesi ile malzemelerin teslimatının hastane ambarına yapılması,

            - Net kullanılan malzeme miktarının belirlenip Vergi Usul Kanununda belirtilen yedi günlük süreyi geçmemek üzere şirketinizce faturanın düzenlenmesi, teslim edilen malzeme miktarı ile kullanılan malzeme arasında fark bulunması halinde gerekli açıklamanın fatura üzerinde yapılması,

            - Teslim edildiği halde kullanılmaması sebebiyle faturası düzenlenmeyen malzemenin kullanılmasından sonra söz konusu malzeme için düzenlenecek faturanın bunların sevkinde düzenlenen sevk irsaliyesi ile ilişkilendirilmesi

            mümkün bulunmaktadır.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.





(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kredi kartıyla iddaa oyunu oynatılmasında belge düzeni


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.35.18.02-1741-726                   31/07/2012

Konu : Kredi kartıyla iddaa oyunu oynatılmasında belge düzeni


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, bakkal, kahvehane, tekel ve iddaa bayiliği işi ile iştigal ettiğiniz belirtilerek, kredi kartı ile iddaa oyununu oynatmanız durumunda belge düzeninin nasıl olması gerektiği hususunda bilgi verilmesi istenilmektedir.

             213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesi ve mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 406 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin, "5. Şans Oyunlarında Belge Düzeni" başlığı altında yer alan "5.1. Spor Toto Teşkilat Başkanlığınca Oynatılan Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunları" başlıklı bölümünde, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından "iddaa" ve "spor toto" oyunlarının, Başkanlığın sözleşme ile bayilik ruhsatı verdiği sabit bayiler, sanal ortam bayileri ve gezici bayi aracılığı ile oynatıldığı, Tebliğin 5.1/a bendinde, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından, Merkezî Bahis Sisteminden (taraflar arasındaki işlemlere ilişkin bilgilerin elektronik ortamda takibine imkân veren, dışarıdan hiç bir müdahale yapılması mümkün olmayan ve oluşan tüm bilgileri değiştirilemeyecek ve silinemeyecek şekilde muhafaza edebilecek nitelikleri haiz olması şartıyla) her bir bayi itibariyle hâsılat, komisyon ve ikramiye ödeme primi vb. bilgileri ihtiva eden "Bayi Hâsılat Raporu" alınması, Başkanlığın sabit bayilerince de bu rapora istinaden kendi terminalleri vasıtası ile "Bakiye Raporunun" düzenlenmesi kaydıyla, Başkanlığın Bayi Hâsılat Raporuna istinaden kayıtlarını yapması; bayilerin ise fatura düzenlemeksizin Bakiye Raporuna istinaden hâsılat kayıtlarını yapmaları uygun görülmüş olup, ayrıca Tebliğin, "5.3 Ortak Hükümler" bölümünde ise, Tebliğ kapsamında Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, başbayi ve bayiler (gezici alt bayiler ve sanal bayiler dahil) tarafından oynatılan oyunlar karşılığında müşteriye Vergi Usul Kanunu uyarınca ayrıca bir belge düzenlenip verilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Kredi kartıyla iddaa oyunu oynatılmasında belge düzeni


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.35.18.02-1741-726                   31/07/2012

Konu : Kredi kartıyla iddaa oyunu oynatılmasında belge düzeni


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, bakkal, kahvehane, tekel ve iddaa bayiliği işi ile iştigal ettiğiniz belirtilerek, kredi kartı ile iddaa oyununu oynatmanız durumunda belge düzeninin nasıl olması gerektiği hususunda bilgi verilmesi istenilmektedir.

             213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesi ve mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 406 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin, "5. Şans Oyunlarında Belge Düzeni" başlığı altında yer alan "5.1. Spor Toto Teşkilat Başkanlığınca Oynatılan Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunları" başlıklı bölümünde, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından "iddaa" ve "spor toto" oyunlarının, Başkanlığın sözleşme ile bayilik ruhsatı verdiği sabit bayiler, sanal ortam bayileri ve gezici bayi aracılığı ile oynatıldığı, Tebliğin 5.1/a bendinde, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından, Merkezî Bahis Sisteminden (taraflar arasındaki işlemlere ilişkin bilgilerin elektronik ortamda takibine imkân veren, dışarıdan hiç bir müdahale yapılması mümkün olmayan ve oluşan tüm bilgileri değiştirilemeyecek ve silinemeyecek şekilde muhafaza edebilecek nitelikleri haiz olması şartıyla) her bir bayi itibariyle hâsılat, komisyon ve ikramiye ödeme primi vb. bilgileri ihtiva eden "Bayi Hâsılat Raporu" alınması, Başkanlığın sabit bayilerince de bu rapora istinaden kendi terminalleri vasıtası ile "Bakiye Raporunun" düzenlenmesi kaydıyla, Başkanlığın Bayi Hâsılat Raporuna istinaden kayıtlarını yapması; bayilerin ise fatura düzenlemeksizin Bakiye Raporuna istinaden hâsılat kayıtlarını yapmaları uygun görülmüş olup, ayrıca Tebliğin, "5.3 Ortak Hükümler" bölümünde ise, Tebliğ kapsamında Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, başbayi ve bayiler (gezici alt bayiler ve sanal bayiler dahil) tarafından oynatılan oyunlar karşılığında müşteriye Vergi Usul Kanunu uyarınca ayrıca bir belge düzenlenip verilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Serbest bölgede faaliyet gösteren Şirketin Ba Bs bildiriminde hangi kuru uygulayacağı hususu


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2406                   02/08/2012

Konu : Serbest bölgede faaliyet gösteren Şirketin Ba Bs bildiriminde hangi kuru uygulayacağı hususu.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda yurt dışından elektronik komponent ithal edip yurt içine ve yurt dışına toptan satış yaptığınızı, serbest bölgede şubenizin bulunduğunu, şubenizde ithal ettiğiniz malları yurt içine ve yurt dışına satarken döviz bazında fatura düzenlediğinizi, bu faturalarda o günkü Merkez Bankası döviz alış kurunu dikkate aldığınızı, serbest bölgeden malın gönderildiği tarih ve döviz kuru ile malı ithal eden firmanın gümrük beyannamesi tarihi ve döviz kuru arasında fark oluştuğu, ayrıca yapılan işlemde dönem farklılıklarının oluşması söz konusu olduğu belirtilerek Ba-Bs formlarında bildirimde bulunulurken ne yapılması gerektiği hususunda Başkanlığımızın görüşü talep edilmektedir.

            Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak; 350, 362, 381 ve 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri yükümlülüklerine ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Tasfiye Halinde Ba-Bs Bildirim Formu düzenlenmesi


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2647                   17/08/2012

Konu : Tasfiye Halinde Ba-Bs Bildirim Formu düzenlenmesi.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Kurumunuzun 11/08/2011 tarihinde tasfiyeye girdiği ve aynı tarihte tasfiyenin Ticaret Siciline tescil edildiği belirtilerek ağustos dönemine ilişkin Ba ve Bs bildirim formlarının tasfiye öncesi (01/08/2011-10/08/2011) ve tasfiye sonrası (11/08/2011-30/08/2011) için ayrı ayrı mı verileceği yoksa tasfiye halinde tek bir form olarak mı verileceği hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

            Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 148, 149 ve Mükerrer 257'nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş, 362 ve 381 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleriyle de bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmıştır. 396 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri konusunda açıklamalar yapılmıştır.

Basit Usul Mükelleflerin Muhasebe İşlemleri


T.C.
AMASYA VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü


ı:  B.07.4.DEF.0.05.10.00-2011/GVK-46/3-37                   04/08/2012

Konu : Basit Usul Mükelleflerin Muhasebe İşlemleri


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, SMMM faaliyeti nedeniyle  ... Dairesinin mükellefi olduğunuzu, ... Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından basit usul mükelleflerin defterlerini tutmanız için teklif geldiğini, bundan dolayı büronuzu kapatmadan ilgili oda ile sözleşme yaparak basit usul mükelleflerinin kayıtlarını tutup tutamayacağınız ile bunun mümkün olması halinde beyannameleri kendi şifrenizle mi yoksa odanın şifresi ile mi göndermeniz gerektiği hususunda bilgi verilmesi istenilmektedir

             Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinin 3 üncü bendinde; "...Bu belgelerin kayıtları, mükelleflerin bağlı bulundukları meslek odalarının oluşturdukları bürolarda tutulur. Bu bürolarda 13/06/1989 tarihli ve  3568 sayılı Kanuna göre yetki almış yeterli sayıda meslek mensubunun çalıştırılması zorunludur. Bu büroların kayıt, tasdik ve vergi dairesine karşı sorumlulukları ve diğer usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir." hükmü yer almaktadır.

Türkiye'de yerleşik birinin ABD'deki şirketten elde ettiği ücretin yine ABD'de bir banka hesabına yatırılması sonucu elde edilen gelir için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilip verilmeyeceği


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[30-2012/10]-2451                   06/08/2012

Konu : Türkiye'de yerleşik birinin ABD'deki şirketten elde ettiği ücretin yine ABD'de bir banka hesabına yatırılması sonucu elde edilen gelir için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilip verilmeyeceği.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ... . adlı şirkette genel müdür yardımcısı olarak görev yaptığınızı, şirketin Asya ve Ortadoğu'daki inşaat faaliyetleriyle ilgili potansiyel işleri bulup teklif çalışmaları hazırladığınızı, taşeronları ve inşaat malzemelerini Türkiye'den temin ettiğinizi, söz konusu çalışmalarınızı Türkiye'deki ikamet adresinizdeki internet ve telefon üzerinden gerçekleştirdiğinizi, ABD'deki şirketin Türkiye'de herhangi bir ofisi ya da projesi bulunmadığını, ücretinizin vergiler düşüldükten sonra Amerika'daki banka hesabınıza yatırıldığını belirterek, Amerika'da elde ettiğiniz gelirden dolayı yıllık gelir vergisi beyannamesi verip vermeyeceğiniz  ile Amerika'daki şirketin ücretinizi vergi kesmeden Türkiye'deki hesabınıza göndermesi halinde ne şekilde vergilendirme yapılacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1inci maddesiyle gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabi tutulmuş olup, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu belirtilmiştir. Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ise Türkiye'de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden tam mükellefiyet esasında vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı şahıs tarafından yazılıp oynanan tek kişilik (stand-up) gösteriden elde edilen kazancın istisna kapsamında olup olmayacağı


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 18-2450                   06/08/2012

Konu : Aynı şahıs tarafından yazılıp oynanan tek kişilik (stand-up) gösteriden elde edilen kazancın istisna kapsamında olup olmayacağı


            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ekinde, hikâye ve senaryo metni tarafınızca yazılan ve sahnede tek başına icra edilen tiyatro (stand-up) gösterilerinden oyunculuk geliri elde ettiğiniz belirtilerek, tiyatro (stand-up) gösterilerinden elde edilen senaryo telif bedeli ve oyunculuk gelirlerinin Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesine göre istisna olup olmadığı ile istisna edilmesi halinde aynı Kanunun 94 üncü maddesine göre tevkifata tabi olup olmadığı hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66 ncı maddelerine göre, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar, serbest meslek kazancı ve serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler de serbest meslek erbabıdır.

            Aynı Kanunun 18 inci maddesinde, "Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.

Yurt dışında mukim Türk vatandaşının Türkiye'de elde ettiği serbest meslek kazancından tevkifat yapılıp yapılmayacağı


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 94-2448                   06/08/2012

Konu : Yurt dışında mukim Türk vatandaşının Türkiye'de elde ettiği serbest meslek kazancından tevkifat yapılıp yapılmayacağı.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, İngiltere'de yerleşik bir Türk vatandaşı olarak İngiltere'de vergilendirildiğinizi, resim, heykel, video art, fotoğraf gibi çalışmalar yaptığınızı belirterek söz konusu çalışmalarınızın Gelir Vergisi Kanunu'nun 94 üncü maddesinde yer alan kişi ve kurumlara satılması durumunda ödenen bedeller üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmış olup, Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Mükellefler" başlıklı 3 üncü maddesinde;

             "Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler:

            1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar;

            2.Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)" hükmüne yer verilmiştir.

Yönetim kurulu başkan ve üyelerine yapılan ödemeler


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[61-12/14]-819                   08/08/2012

Konu : Yönetim kurulu başkan ve üyelerine yapılan ödemeler


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, İktisadi Devlet Teşekkülü olarak kurulmuş olan şirketinizin genel müdür ve genel müdür yardımcısı kadrolarında istihdam edilen personelinize asli ücretlerine ek olarak yönetim kurulu ücreti ödendiği, Yüksek Planlama Kurulu Kararıyla her yıl belirlenen yönetim kurulu ücretlerinin net olarak belirlenmesi nedeniyle brüt miktarı bulunarak vergileme yapıldığı belirtilerek, bu uygulama ile ilgili Başkanlığımızdan özelge talebinde bulunulmuştur.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun;

            - 61 inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

            Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

            Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:

Askerlik borçlanmasının safi ücretin tespitinde gider olarak indirilmesi hk


T.C.
ÇANKIRI VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü


ı:  B.07.4.DEF.0.18.10.00-GV-63-34                   09/08/2012

Konu : Askerlik Borçlanması


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin tetkikinden Halk Sağlığı Müdürlüğünde işçi olarak çalışmakta iken 16/03/2012 tarihinde askerlik borçlanmasını yatırdığınız ve daha sonra emekli olduğunuz, çalışırken indirim konusu yapılamayan tutarın iadesinin yapılıp yapılmayacağı konusunda bilgi istediğiniz anlaşılmıştır.

             193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin 2 numaralı bendi ile kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primlerin ücretin safi değerinin tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

            Yine, 111 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Emekli Sandığı Ve Sosyal Sigorta Kurumlarına Ödenen Borçlanma Aidat ve Primleri" başlıklı bölümünde "Belli şartları taşıyan kimselerin sosyal güvenliklerini sağlamak amacıyla, kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz Emekli Sandıkları ve Sosyal Sigorta Kurumlarına, ödenen paralara aidat ve prim denilmekte ve bunlar 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 63 üncü maddesindeki şartlarla, ücretin gerçek safi tutarının hesabında, gider olarak indirilmektedir.

Zarar ziyan bedeli olarak alınan tazminat bedelinin beyan edilip edilmeyeceği


T.C.
ORDU VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü


ı:  B.07.4.DEF.0.52.10.00-002-20                   10/08/2012

Konu : Zarar ziyan bedeli olarak alınan tazminat bedelinin beyan edilip edilmeyeceği.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ... A.Ş.'nin şahsınıza ait arazide maden ararken meydana gelen kayma sonucu arazide zarar ziyan oluştuğu, bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve tarafların anlaşması neticesinde belirlenen ve şirket tarafından tarafınıza zarar-ziyan bedeli olarak ödenen 170.000 TL'nin gelir olarak kabul edilip edilmeyeceği ve gelir olarak kabul edilirse hangi gelir unsuru ile beyan edileceği hususunda Defterdarlığımız görüşü talep edilmektedir.

            Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1 inci maddesinde, gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tâbi olduğu ve gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu hükme bağlanmış olup aynı Kanunun "Gelirin Unsurları" başlıklı 2 nci maddesinde ise gelire giren kazanç ve iratlar yedi bent halinde sıralanmıştır.

Serbest meslek kazançlarında elde etme hk


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.35.16.01-176200-743                   10/08/2012

Konu : Serbest meslek kazançlarında elde etme hk.


            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçede; halen avukatlığını yapmış olduğunuz bankanın takip ettiği icra dosyalarını zaman zaman varlık şirketlerine temlik ettiği, alacak temliklerinin de alacak tutarı üzerinden % 10-15 gibi düşük oranlarda gerçekleştirildiği, takip edilen ve varlık şirketlerine temlik edilen söz konusu icra dosyalarında banka ile yapılan sözleşme gereği asgari ücret tarifesi üzerinden müvekkil vekalet ücreti ile karşı taraf vekalet ücreti alacağınızın bulunduğu, yapılan ve/veya yapılacak olan temlik işlemi sonrası icra dosyası vekil sıfatınızın kaldığı ve dosya ile ilişiğinizin kesildiği belirtilerek, takip edilmekte olan icra takip dosyaları için dosyaların varlık şirketlerine temliki sonrası söz konusu dosyalara ilişkin vekalet ücreti alacağı ve makbuzunun, alacağın takip çıkış bedeli üzerinden mi yoksa bankanın temlik ettiği tutar üzerinden mi kesilmesi gerektiği, karşı taraf vekalet ücreti alacağı için makbuz düzenlenip düzenlenmeyeceği ile düzenlenmesi durumunda hangi tutar üzerinden düzenlenmesi gerektiği hususlarındaki Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

               GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

              193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde;

            "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

            Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.

Peşin satış teşvik primi karşılığında düzenlenen faturanın gelir kaydının hangi tarihte yapılacağı


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.16.16.01-120[ÖZG-2012/161]-338                   13/08/2012

Konu : Peşin satış teşvik primi karşılığında düzenlenen faturanın gelir kaydının hangi tarihte yapılacağı.

           İlgide kayıtlı özelge talep dilekçenizin incelenmesinden; 01.05.2012 tarihinde ..... A.Ş. ile yapılan işleticilik anlaşması ve protokol gereği 5 yıl süresince ticari faaliyetinize destek olmak üzere 125.000.-TL peşin satış teşvik primi karşılığında 10.05.2012 tarihinde fatura düzenleneceği belirtilerek, söz konusu peşin satış teşvik priminin gelir kaydının hangi tarihte yapılacağı, gelir vergisi konusunda vergilendirmenin sözleşmeye istinaden gelecek yıllara ait gelir olarak 5 yılda mı yoksa tahakkuk ettiği yılda mı yapılacağı konusunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37 inci maddesinin birinci fıkrasında, "Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.", bilanço esasında ticari kazancın tespiti ile ilgili 38 inci maddesinin birinci fıkrasında ise, "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır." hükümlerine yer verilmek suretiyle ticari kazancın tespitinde tahakkuk esası benimsenmiştir.

Kollektif Şirketin nevi değişikliği yaparak Limited Şirkete dönüşmesi halinde vergilendirme


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
TRABZON VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.61.15.01-606-5-2011-95                   13/08/2012

Konu : Kollektif Şirketin nevi değişikliği yaparak Limited Şirkete dönüşmesi halinde vergilendirme


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, kollektif şirket olarak faaliyet göstermekte iken limited şirkete nev'i değişikliğinin yapılacağı, bu dönüştürme ve devir işlemleri yapılırken devir kararının alındığı tarih ile nevi değişikliği neticesinde oluşacak limited şirketin hukuken tekemmül ettiği tarih arasında şirketin faaliyetini durdurmasının fiilen mümkün olmadığı belirtilerek, bu süredeki faaliyetlerin nasıl belgelendirileceği, hangi şirketin defterine kaydedileceği ve işlemlerin kollektif şirket kayıtlarına alınması durumunda mahkemece bilirkişi marifetiyle saptanan bilanço ile, limited şirketin hukuken tekemmül edeceği tarih arasında zorunlu olarak geçecek süredeki faaliyetlerin öz sermaye tutarında yapacağı değişikliğin nasıl değerlendirileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının;

            - (2) numaralı bendinde, kazancı bilanço esasına göre tespit edilen ferdi bir işletmenin bilançosunun bir sermaye şirketine aktif ve pasifiyle bütün halinde devrolunması, devir alan şirketin bilançosuna aynen geçirilmesi ve devredilen ferdi işletmenin sahip veya sahiplerinin şirketten, devir bilançosuna göre hesaplanan öz sermayesi tutarında ortaklık payı alması (Bu ortaklık payını temsil eden hisse senetlerinin nama yazılı olması şarttır.) halinde değer artış kazancı hesaplanmayacağı ve vergilendirilmeyeceği,

Yatırım fonunun hisse senedi yoğun fona dönüştürülmesinden sonra katılım belgelerinin elden çıkarılması halinde vergilendirme


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.99.16.02-120[GEÇ.67-2012]-186                   14/08/2012

Konu : Yatırım fonunun hisse senedi yoğun fona dönüştürülmesinden sonra katılım belgelerinin elden çıkarılması halinde vergilendirme


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; yatırım fonu katılma belgelerini unvan, içtüzük/izahname değişikliği öncesinde satın alan ve ilgili katılma belgelerini, fonların SPK onayı ile "hisse senedi yoğun fona" dönüşmesi sonrasında elden çıkaran yatırımcıların elde ettiği kazanca Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67 nci maddesine göre uygulanacak tevkifat oranı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 5281 sayılı Kanunun 30 uncu maddesiyle eklenen geçici 67 nci maddede, menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve katılım bankalarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik düzenlemelere yer verilmiştir.

             Aynı maddenin (1) numaralı fıkrasına göre, bankalar ve aracı kurumlar tarafından menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının alış ve satış bedelleri arasındaki fark, alış ve itfa bedelleri arasındaki fark, dönemsel getiriler ve ödünç işlemlerinden sağlanan gelirler üzerinden tevkifat yapılması öngörülmüş, söz konusu fıkranın altıncı paragrafında sürekli olarak portföyünün en az %51'i İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarının bir yıldan fazla süreyle elde tutulan katılma belgelerinin elden çıkarılmasında  bu fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.

Seramik, yer ve duvar karosu v.b faaliyetlerin vergilendirilmesi


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[46-2012/673]-2560                   14/08/2012

Konu : Seramik, yer ve duvar karosu v.b faaliyetlerin vergilendirilmesi.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ...... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ...... vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu, seramik, yer ve duvar karosu v.b işleri yaptığınızı belirterek, basit usulden faydalanıp faydalanmayacağınız hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Ticari kazancın tarifi" başlıklı 37 nci maddesinde, "Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançların ticari kazançtır." hükmü yer almaktadır.

            Aynı Kanun'un "Basit Usulde Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 46'ıncı maddesinde; "47 ve 48 inci  maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur..." hükmüne yer verilmiş olup,  Kanun'un 47'nci  maddesinde basit usule tabi olmanın genel şartları, 48 inci  maddesinde de basit usule tabi olmanın özel şartları yer almaktadır.

Mahkeme kararı ile atanan Kayyımın vergisel yükümlülükleri


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.35.16.01-120.03.09-761                   14/08/2012

Konu : Mahkeme kararı ile atanan Kayyımın vergisel yükümlülükleri


            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinde; ..... ve ..... adi ortaklığının iptali için ....'nin 09.09.2011 tarihli dilekçe ile İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesine müracaatı üzerine dava açıldığı, bunun üzerine  davalı ....'nın 28.12.2011 tarihli cevabi dilekçesi ekinde .....Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazısı ile ortaklığın sabit olduğunu belgelendirdiği ve halen mahkemenin devam ettiği, İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.2011 tarihli ara kararı ile adi ortaklığın sene sonu işlemlerinin takip edilmesi, Vergi Daireleri ile Sosyal Güvenlik Kurumlarındaki işlemlerin yapılması için kayyım olarak atandığınız  bu nedenle, adi ortaklığın, katma değer vergisi beyannamesi , muhtasar beyannamesi ve diğer ortaklık sicil numarası ile verilmesi gereken beyannamelerin tarafınızca verildiği belirtilerek, adi ortaklığın ortaklarının kendi şahsi sicil numaraları ile vermeleri gereken gelir vergisi ve geçici vergi beyannamelerinin ne şekilde kimin tarafından verileceği hususunda bilgi talep edilmektedir.

              193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 107 nci maddesinde gelir vergisinin bu vergiyle mükellef olan gerçek kişiler namına tarh edileceği, aynı maddenin (1) numaralı bendinde küçüklerle kısıtlılarda; bunların nam ve hesabına kanuni temsilcilerine, tarh edileceği hüküm altına alınmıştır.

Foreks işlemlerinde gelir vergisi tevkifatı


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[6-2012/55]-2569                   14/08/2012

Konu : Foreks işlemlerinde gelir vergisi tevkifatı


         İlgide kayıtlı özelge talep formunda, .... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ..... vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" kapsamında foreks işlemleri yapmaya yetkilendirilmiş bir aracı kurum olduğunuzu,  "Piyasa Yapıcısı" olarak gerçekleştirdiğiniz kaldıraçlı alım-satım işlemlerinden aracılık komisyonu almadığınızı ancak şirket adına yapmış olduğunuz alım-satım işlemlerinden gelir elde ettiğinizi,  müşterilerin yapmış olduğu işlem hacimleri baz alınarak aylık periyotlar halinde belirlenen skala çerçevesinde bir prim hesaplandığını ve bu tutarların müşteri hesaplarına yansıtıldığını, şirket tarafından bir gider olan bu tutarların müşteri adına gelir olduğunu belirterek, elektronik ortamda müşterilerin bireysel faaliyetleri sonucu hesaplarına yansıtılan söz konusu gelirler için tevkifat yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

           193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 inci maddesinde  menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve özel finans kurumlarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik düzenlemeler yer almakta olup, döviz alım satımından doğan kazançlar bu madde kapsamında tevkif yoluyla vergilendirilen gelirler arasında bulunmamaktadır.

Foreks işleminden elde edilen gelir için beyanname verilip verilmeyeceği


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[37-2012/281]-2554                   14/08/2012

Konu : Foreks işleminden elde edilen gelir için beyanname verilip verilmeyeceği.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, foreks işlemleri yaptığınız belirtilerek elde edilen kazancın beyan edilip edilmeyeceği hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun  "Ticari Kazancın Tarifi" başlıklı 37 nci maddesinin birinci fıkrasında her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.

            Ticari faaliyet bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin "ticari faaliyet" olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak,  bir faaliyetin "ticari faaliyet" sayılabilmesi için, kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Evde çeşitli sebeplerle biriktirilen eşyaların internet ve benzeri yollarla satılması


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[37-2012/439]-2568                   14/08/2012

Konu : Evde çeşitli sebeplerle biriktirilen eşyaların internet ve benzeri yollarla satılması


İlgide kayıtlı özelge talep formunda, öğrencilik yıllarından elinizde bulunan veya daha önce kullandığınız yayın, kitap, elektronik malzeme, bilgisayar ve müzik ürünleri gibi malzemelerin bir defaya mahsus olmak üzere internet yoluyla satışını gerçekleştireceğiniz belirtilerek söz konusu faaliyetinize ilişkin vergilendirmenin nasıl olacağı hususunda bilgi talep edilmektedir.

Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiştir.

Aynı Kanunun "Arizi Kazançlar" başlıklı 82 nci maddesinde, arızi kazançlar sayılmış olup  anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde arızî olarak ticarî muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançların arizi kazanç olduğu; ikinci fıkrasında bir takvim yılında (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde yazılı olan kazançlar (henüz başlamamış olan ticarî, ziraî veya meslekî bir faaliyete hiç girişilmemesi ile ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar hariç) toplamının 2012 yılı için 20.000 TL'lik kısmının gelir vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Gerçek usulde vergilendirilmekte iken işini terk eden mükellefin basit usulden faydalanıp faydalanamayacağı hk.


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.20.15.01-120[7-2012/457]-472                   14/08/2012

Konu : Gerçek usulde vergilendirilmekte iken işini terk eden mükellefin basit usulden faydalanıp faydalanamayacağı hk.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, gerçek usulde vergilendirildiğiniz faaliyetinizi 2008 yılında terk ettiğinizi belirterek, CD-DVD satış ve kiralama faaliyetine başlamanız halinde basit usulden yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinde; "47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.

            ...

            Gerçek usulde vergilendirilmekte iken işini terk eden mükellefler ile basit usulün şartlarını kaybedenlerden gerçek usulde vergilendirilmeye başlamadan önce işini terk eden mükellefler, terk tarihini takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe basit usule dönemezler. Bu hüküm, işin eş veya çocuklara devri halinde de uygulanır.

            Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir." hükmüne yer verilmiştir.

            Diğer taraftan, aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesinde de, 46 ncı maddenin altıncı ve yedinci fıkralarında yer alan şartların tespitine 1/1/2012 tarihinden itibaren başlanacağı belirtilmiştir.

Türkiye merkezli firmanın yurtdışındaki şubesinde çalışan personele ödenen ücretler ile bu personelin Türkiye'den elde ettiği kar payları


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[6-2012/65]-2571                   14/08/2012

Konu : Türkiye merkezli firmanın yurtdışındaki şubesinde çalışan personele ödenen ücretler ile bu personelin Türkiye'den elde ettiği kar payları.


İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 02/12/2003 tarihinde merkezi Türkiye'de bulunan bir şirketin Bahreyn şubesinde hizmet akdine dayalı olarak görevlendirildiğiniz, 22/09/2005 tarihinde evinizi Bahreyn'e taşıyarak buraya yerleştiğiniz, halen söz konusu şirketin çalışanı olarak Bahreyn'de oturma izni ile kiracı olarak yaşamaya devam ettiğiniz, Türkiye'de ikametgahınızın bulunmadığı ve yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı olduğunuz, yaptığınız iş dolayısıyla tarafınıza;

- Türkiye merkezli şirketin Bahreyn şubesinden ana ücret,

- Türkiye'deki şirket merkezinden dil ve unvan tazminatı şeklinde doğrudan Türkiye'deki şahsi hesabınıza yatırılan, Bahreyn'deki şubeye borç kaydedilmek ve Bahreyn'deki şube tarafından gider kaydı yapılmak suretiyle muhasebeleştirilen ek ücret,

- Vergi kesintisi Türkiye'de yapılmak ve doğrudan şirketin merkezi tarafından hesabınıza yatırılan kar payı,

ödemeleri yapıldığı belirtilerek, söz konusu ödemeler için vergilendirme hakkının hangi ülkede olduğu hakkında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konuya ilişkin Başkanlığımız görüşlerine aşağıda yer verilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

Yabancı uyruklu kişinin Türkiye'de elde ettiği ücret gelirinin vergilendirilmesi


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı:  B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[3-12/1]-839                   14/08/2012

Konu : Yabancı uyruklu kişinin Türkiye'de elde ettiği ücret gelirinin vergilendirilmesi


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ... A.Ş'de ücretli olarak çalıştığınız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunuz ve devamlı olarak Türkiye'de ikamet ettiğiniz Türkiye'de elde ettiğiniz ücret gelirinizden gelir vergisi, damga vergisi ve Sosyal Güvenlik Destek Primi kesildiği, Türkiye'de elde ettiğiniz söz konusu kazancınız dolayısıyla ayrıca İngiltere'de de vergi ödemek zorunda kaldığınız belirtilerek Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının 15 inci maddesi gereğince İngiltere'de mükerrer olarak vergi ödememeniz için tarafınıza görüş bildirilmesi istenilmektedir.

            193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde, "Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler.

            1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar

            ..." hükmüne yer verilmiştir.

            Aynı Kanunun "Türkiye'de yerleşme" başlıklı 4 üncü maddesinde ise, "Aşağıda yazılı kimseler Türkiye'de yerleşmiş sayılır:

            1. İkametgâhı Türkiye'de bulunanlar (İkametgâh Kanunu Medeninin 19 uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir.);

            2. Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye'de oturma süresini kesmez.)" hükmüne yer verilmiştir.

            Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Sigorta şirketleri tarafından sigortalılar adına doktorlara ödenen serbest meslek ücretlerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı.


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı:  B.07.1.GİB.4.99.16.02-GVK-94-184                   14/08/2012

Konu : Sigorta şirketleri tarafından sigortalılar adına doktorlara ödenen serbest meslek ücretlerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, sigortalılarınızın şirketinizin anlaşmalı kurumlarında yer alan doktorlarda tedavi gördüklerini, tedavi ücretinin bir kısmının şirketiniz tarafından kalan kısmının ise sigortalılar tarafından ödendiği, doktorların serbest meslek makbuzunu bazen şirketiniz adına bazen de sigortalı adına düzenlediğini, şirketinizce doktorlara yapılan serbest meslek ödemelerinden, hizmetten sigortalıların faydalanması, şirketinizin doğrudan hizmetten yararlanmaması nedeniyle tevkifat yapılmaması gerektiğini belirterek, konu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

              193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

             37 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ticari kazançtır." hükmü yer almakla birlikte, ticari faaliyet bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin "ticari faaliyet" olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak bir faaliyetin "ticari faaliyet" sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

             65 inci maddesinde, "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Geçici süre ile yurt dışındaki grup firmasında görevlendirilen personele Türkiye'den ödenen ücretler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı.


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı: B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-30-183                       14/08/2012

Konu: Geçici süre ile yurt dışındaki grup firmasında görevlendirilen personele Türkiye'den ödenen ücretler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı.

             İlgide kayıtlı özelge talep formunda, yurt dışında (İngiltere, İrlanda, Fas, Amerika ve İspanya) mukim grup firmalarınızda geçici süre çalışmak üzere görevlendirilen Türk vatandaşı çalışanlarınıza şirketiniz tarafından yapılan ücret ödemelerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; "Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır." denilmiş, aynı Kanunun 3 üncü maddesinde ise; "Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler:

            1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar;

            2. Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısiyle yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısiyle Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)" hükmüne yer verilmiştir.