T.C.
GELİR
İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK
MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef
Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı: B.07.1.GİB.4.99.16.02-GVK-94-184 14/08/2012
Konu : Sigorta
şirketleri tarafından sigortalılar adına doktorlara ödenen serbest meslek
ücretlerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı.
İlgide kayıtlı özelge talep
formunuzun incelenmesinden, sigortalılarınızın şirketinizin anlaşmalı
kurumlarında yer alan doktorlarda tedavi gördüklerini, tedavi ücretinin bir
kısmının şirketiniz tarafından kalan kısmının ise sigortalılar tarafından
ödendiği, doktorların serbest meslek makbuzunu bazen şirketiniz adına bazen de
sigortalı adına düzenlediğini, şirketinizce doktorlara yapılan serbest meslek
ödemelerinden, hizmetten sigortalıların faydalanması, şirketinizin doğrudan
hizmetten yararlanmaması nedeniyle tevkifat yapılmaması gerektiğini belirterek,
konu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun;
37 nci maddesinin birinci
fıkrasında; "Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ticari
kazançtır." hükmü yer almakla birlikte, ticari faaliyet bir tür
emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup kazanç sağlama niyet ve kastının
bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin
"ticari faaliyet" olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak bir
faaliyetin "ticari faaliyet" sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet
ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün
unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip
olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
65 inci maddesinde, "Her
türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti;
sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa
dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi
sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır..."
66 ncı maddesinin birinci
fıkrasında ise; "Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa
edenler, serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında
meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı
değiştirmez."
67 nci maddesinin birinci
fıkrasında, "Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek
faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle
sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyle
yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır."
hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri,
sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek
ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler,
gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı,
zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden
çiftçilerin maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler
dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir
vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hüküm altına alınmış
olup, anılan maddenin 2 numaralı bendinde;
"Yaptıkları serbest meslek
işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (Noterlere
serbest meslek faaliyetinden dolayı yapılan ödemeler hariç);
a) 18 inci madde kapsamına giren
serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden %17 (2009/14592 sayılı
B.K.K.)
b) Diğerlerinden %20 (2009/14592
sayılı B.K.K.)" vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanunun 96 ncı maddesinde,
"Vergi tevkifatı, 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan
ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına
tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak
sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri
ifade eder." 98 inci maddesinde ise " 94'üncü madde gereğince vergi
tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya
tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri
vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun
yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar."
hükümleri yer almaktadır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun 236 ncı maddesinde; "Serbest meslek erbabı, mesleki
faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek
makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu
istemek ve almak mecburiyetindedir."
hükmü bulunmaktadır.
Öte yandan, şirketinizin anlaşmalı
sağlık kurumu hizmet alımı ve bedellerinin ödenmesine ilişkin "Hizmet
Sözleşmesi" ve eklerinin incelenmesinden, anlaşmalı olmayan doktorlardan
anlaşmalı sağlık kurumu vasıtasıyla tanı ve tedavi hizmeti satın aldığı
anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen açıklamalara
göre, anlaşmalı olmayan doktorların elde ettikleri gelirleri serbest meslek
kazancı niteliğinde olduğundan bunlara yapılacak nakden veya hesaben ödemenin;
- Sigortalılar tarafından doktora
yapılması halinde ödemeyi yapanlar tevkifat yapacaklar arasında yer almaması
nedeniyle gelir vergisi tevkifatı yapılmaması,
- Kısmen veya tamamen şirketinizce
yapılması halinde ise, ödenen tutarın tamamı üzerinden Gelir Vergisi
Kanununun 94/2-b maddesi gereğince % 20
oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması,
gerekmektedir.
Diğer taraftan, serbest meslek
erbabı tarafından tahsil edilen tutarlar için ödemeyi yapanlar adına serbest
meslek makbuzu düzenlenmesi ve tevkifat yapan adına düzenlenen serbest meslek
makbuzunda ayrıca yapılan tevkifatın gösterilmesi gerekir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde
bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz
üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder