D2 yetki belgesine sahip mükelleflerde belge düzeni

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ VE USUL MÜDÜRLÜĞÜ


Sayı:B.07.1.GİB.4.27.15.02-10-1225-VUK-03-17           30/03/2012


Konu:D2 yetki belgesine sahip mükelleflerde belge düzeni


           İlgide kayıtlı özelge talep formunuz incelenmiş olup ... Vergi Dairesinin ... vergi numaralı mükellefi olduğunuz, kooperatifinizin ... Ulaştırma Bölge Müdürlüğüne bağlı ... U-Net nolu D2 Türü Yetki Belgesinin olduğunu, Ulaştırma Bakanlığı Karayolu Taşıma Kanunu yükümlülükleri gereğince taşımış olduğunuz grup yolcularınıza tek tek yolcu bileti değil de tek bir fatura düzenlemekle yükümlü olduğunuzu, tarafınızca da kooperatif olarak tek bir fatura düzenlemekte olup, Başkanlığımıza bağlı ekiplerde tek tek fiş yada perakende satış fişi kesmediğinizden dolayı kooperatifinize kayıtlı araçlara  özel usulsüzlük cezaları kesildiği belirtilerek, bu konuda D2 Yetki Belgesi sahipleri firmanın tek tek değilde gruplara tek bir fatura düzenleme sorumluluğu olup olmadığı hakkında görüş yazısının tarafınıza bildirilmesi istenilmiştir.    

              213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilenticari bir vesika olarak tanımlanmıştır. Kanunun 232 nci maddesinde de fatura kullanma mecburiyeti olan mükellefler hakkında açıklamalara yer verilmiştir.

637 sayılı KHK uyarınca Döner Sermaye İşletmesine aktarılan katkı paylarının Ba ve Bs bildirim formlarına dahil edilip edilmeyeceği hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)


Sayı:B.07.1.GİB.4.06.18.02-105-[Mük 257- ]-8821-522      02/05/2012


Konu637 sayılı KHK uyarınca Döner Sermaye İşletmesine aktarılan katkı paylarının Ba ve Bs bildirim formlarına dahil edilip edilmeyeceği hk.

             İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, ... Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan ... unvanıyla yürüttüğü, söz konusu Kararnamenin 26'ncı maddesinin 4'üncü fıkrası uyarınca döner sermaye gelirlerinin içerisinde katkı paylarının da yer aldığı belirtilerek, Kurumunuz hesabına aktarılan bahse konu katkı paylarının ilgili dönem Ba ve Bs bildirim formlarına dahil edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmiştir.

            Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257'nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 350 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiş, 362 ve 381 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleriyle bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Unvan ve Adres Değişikliği ile Hisse Devrinde Önce Basılmış Evrakların Kullanılması

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ VE USUL MÜDÜRLÜĞÜ


Sayı:B.07.1.GİB.4.27.15.02-2011-1225-VUK-17/-16       30/03/2012


Konu: Unvan ve Adres Değişikliği ile Hisse Devrinde Önce Basılmış Evrakların Kullanılması

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin ... tarihinde adres değişikliği ve  unvan değişikliği yaptığınızı belirterek, daha önce bastırmış olduğunuz sevk irsaliyesi ve faturaların kullanıp kullanmayacağınız hakkında bilgi verilmesi istenilmiştir.

            Bilindiği üzere, 240 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin A/2 bölümünde, mükelleflerin nüfus bilgilerinde meydana gelen değişikliklerin yanısıra, mükellefiyetlerini tesis ettirdikleri anda beyan edilen ve yoklama ile tespit edilen adres, işyeri türü, faaliyet türü ve benzeri bilgilerde meydana gelen değişiklikler ile tüzel kişiler de ünvan, merkezin bulunduğu yer, kuruluş yılı, işyeri türü, şube adı ve bunlarla ilgili adres bilgilerinde meydana gelen değişikliklerin en geç bir aylık süre içerisinde bağlı bulundukları vergi dairelerine bildirecekleri, mükelleflerce halen kullanılmakta olan ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre düzenlenmesi ve kullanılması zorunlu belgeler üzerinde yer alan eski sicil numaralarının ise, okunaklı bir şekilde çizilerek bu belgelere yeni vergi numarasının elle yazılmak veya kaşeyle yada bilgisayarla basılmak suretiyle kullanılmaya devam edileceği belirtilmiştir.

Evde dikilen tunik ve yelekler üzerine otantik nakış yapılması ve keçeden yelek yapılıp satılması hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı: B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[9-12/6]-470 11/04/2012


KonuEvde dikilen tunik ve yelekler üzerine otantik nakış yapılması ve keçeden yelek yapılıp satılması


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, el dokuması otantik kumaşlar alıp üzerlerine ipek, tel, boncuk ve koton iplik kullanmak suretiyle otantik nakışlar yapıp yelek tunik tarzı otantik giysiler, keçelerden üzerleri yine otantik nakış ve keçe çiçekler ile süslenen kısa uzun yelekler yaptığınız, ayrıca yine bu tarz çalışmaları kırlentlere de uygulayıp sattığınız belirtilerek, elde ettiğiniz kazancınızın gelir vergisine tabi olup olmayacağı hususunda bilgi talep edilmektedir.  

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Vergiden Muaf Esnaf" başlıklı 9 uncu maddesinde,"Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.
            ...
            6-(5615 sayılı Kanunla değiştirilen bent; yürürlük tarihi 04/04/2007) Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, kırpıntı deriden üretilen mamuller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.

Özel iletişim vergisi ödenmek suretiyle satın alınan SMS'lerin satışı.


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)


Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.17.01-Özel İletişim-1246
09/04/2012
Konu
:
Özel iletişim vergisi ödenmek suretiyle satın alınan SMS'lerin satışı. 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan sabit telefon hizmetleri (STH) lisansı aldığınız ve sizden daha üst yetki ile lisans almış firmadan toplu SMS alıp diğer kuruluşlara satacağınız belirtilerek söz konusu hizmetler dolayısıyla özel iletişim vergisi (ÖİV) hesaplayıp hesaplamayacağınız konusunda görüş talep edilmektedir.

            6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesinde, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu uyarınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak suretiyle veya 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu uyarınca bu Kuruma bildirim yapılması veya bu Kurumca kullanım hakkı verilmesi yoluyla yetkilendirilen veya yetkilendirilmiş sayılan işletmeciler tarafından sunulan elektronik haberleşme hizmetlerinin ÖİV ye tabi olduğu, verginin mükellefinin elektronik haberleşme hizmetlerini sunan işletmecilerin olduğu, verginin matrahının, katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül edeceği ve bu maddede hüküm bulunmayan hallerde 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Sahip olunan tek meskenin kiraya verilmesi ve başka bir evde kirada oturulması durumunda emlak vergisi uygulaması.


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)


Sayı
:
B.07.1.GİB.4.06.17.02-175-1[8-2011/78]-358
14/03/2012
Konu
:
Sahip olunan tek meskenin kiraya verilmesi ve başka bir evde kirada oturulması durumunda emlak vergisi uygulaması.


İlgide kayıtlı özelge talep formunda, emekli maaşı dışında başkaca bir gelirin olmadığı, sahip olunan tek konutu kiraya verip başka bir evde kiracı olarak oturulduğu belirtilerek bu durumda indirimli emlak vergisi oranı uygulamasından faydalanıp faydalanılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadaır.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında,

"Bakanlar Kurulu, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2'yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."

hükmüne yer verilmiştir.

Akaryakıt satışlarında, bayilerin aldıkları akaryakıt ile sattıkları akaryakıt miktarları arasındaki farkın faturasız mal stoğu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hk.

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelirler Genel Müdürlüğü

TARİH : 28.02.2000
SAYI : B.07.0.GEL.0.59/5917-152/9078 
KONU : Akaryakıt satışlarında, bayilerin aldıkları akaryakıt ile sattıkları akaryakıt miktarları arasındaki farkın faturasız mal stoğu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hk.


...................


İLGİ : 07.10.1998 tarihli dilekçeniz.
İlgide kayıtlı yazınızdan; 14.3.1998 tarih ve 23286 sayılı Resmi Gazete´de yayımlanan 23.02.1998 tarih ve 98/10745 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 6. maddesine göre, rafineriler dahil tüketiciye kadar akaryakıt teslimatında 15 santigrat derece sıcaklıkta standart hacim ölçüsü üzerinden teslim esası olduğu; ancak, bayilerinizin standart litre olarak aldıkları akaryakıt ile sattıkları akaryakıt arasında sıcaklığa bağlı olarak fiili bir fark meydana geldiği ve bu farkın denetim esnasında faturasız stok olarak değerlendirildiği belirtilerek konu hakkında Bakanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmıştır.

Konuyla ilgili olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan (Petrol İşleri Genel Müdürlüğü) alınan yazıda, petrol ürünlerinin ısıyla genleşerek hacim olarak artması, soğukta ise hacimce küçülmesi nedeniyle 23.02.1998 tarih ve 98/10745 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile rafineriler dahil, tüketiciye kadar akaryakıt teslimatında 15 C sıcaklıkta, standart hacim ölçüsü üzerinden teslimat esası getirildiği ve halen rafinerilerde ve dağıtım şirketlerinde teslimatın, standart hacim ölçüsü üzerinden sayaçlara yerleştirilmiş kompansatörler vasıtasıyla 15 C sıcaklıkta yapılmakta olduğu belirtilmiştir.

Ancak, pompadan alıcıya teslim aşamasında kompansatör olmadığından ve ürünlerin yoğunluğu ısıya bağlı olarak değiştiğinden, bayilerin stokları sıcak yaz günlerinde satın aldıkları miktarın üzerinde, soğuk kış günlerinde ise altında farklılıklar göstermekte olduğu; kontrollerin yaz ve kış mevsimlerini içine alacak periyotlarla yapılması halinde bayilerinizin stoklarında görülen söz konusu artı/eksi farkların birbirini dengeleyeceği de söz konusu yazıda açıklanmıştır.

S plakalı servis aracının taşımacılık şirketine kiraya verilmesi durumunda mükellefiyet tesisinin ne şekilde olacağı hk.

İlgili Kanun : Gelir Vergisi Kanunu
İlgili Madde : 37,94,230 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği
İlgili Birim : Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüğü
Özelge Tarihi : 23.09.2009
Özelge Sayısı : 176200-ÖZ/1389

 S plakalı servis aracının taşımacılık şirketine kiraya verilmesi durumunda mükellefiyet tesisinin ne şekilde olacağı hk. 

        İlgide kayıtlı dilekçenizde; S Plakalı Ticari Okul Servisi faaliyeti ile iştigal ettiğinizi, 05.08.2009 tarihinde aracınızı taşımacılık şirketine kiraya verdiğinizi ve sadece kira geliri elde edeceğinizi belirterek, mükellefiyetinizin ne şekilde tesis edilmesi gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

        193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesinde; Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış olup, aynı kanunun 70’inci maddesinde ise; Motorlu nakil ve cer vasıtaları ile her türlü motorlu araç, makine ve tesisatın sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri ve kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu, söz konusu mallar ticari veya zirai bir işletmenin bilançosuna dahil bulunduğu takdirde bunların iratlarının ticari ve zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanacağı hükmü yer almıştır.

Aynı Kanunun 94’üncü maddesinin 5/a bendinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiş bulunmaktadır.

2004 yılında inşaatın bittiği,yapı kullanma izin belgelerinin alındığı ve kura çekilişinin yapıldığı kooperatif gayrimenkulünün 2009 yılında satılması durumunda vergilemenin nasıl yapılacağı hk.

İlgili Kanun : Gelir Vergisi Kanunu
İlgili Madde : mük.80,81
İlgili Birim : Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüğü
Özelge Tarihi : 20.08.2009
Özelge Sayısı : 176200-ÖZ/1381

2004 yılında inşaatın bittiği,yapı kullanma izin belgelerinin alındığı ve kura çekilişinin yapıldığı kooperatif gayrimenkulünün 2009 yılında satılması durumunda vergilemenin nasıl yapılacağı hk. 

İlgide kayıtlı dilekçenizde; ................ Konut Yapı Kooperatifinin üyesi olduğunuzu, 2004 yılında kura çekilişi yapıldığını, inşaatların bittiği ve yapı kullanma izin belgelerinin alındığı, ancak kooperatif ile arsa sahibi arasındaki ihtilaftan dolayı tapuların alınamadığı belirtilerek, kendinize ait gayrimenkulün satılması durumunda nasıl vergilendirileceğiniz hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ''Değer Artışı Kazancı'' başlıklı Mükerrer 80’inci maddesinde; (4783 sayılı Kanunun 4’üncü maddesiyle 1.1.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir.) ''Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.
… …

6-İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70’inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.)

Mülkiyeti Milli Eğitim Müdürlüğü'ne ait olan lokalin kiralanması durumunda tevkifat yapılmayacağı hk.

İlgili Kanun : Gelir Vergisi Kanunu
İlgili Madde : G.V.K.Md.94,1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği,30 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği
İlgili Birim : Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüğü
Özelge Tarihi : 03.08.2009
Özelge Sayısı : 176200-ÖZ/1330

Mülkiyeti Milli Eğitim Müdürlüğü'ne ait olan lokalin kiralanması durumunda tevkifat yapılmayacağı hk. 
   
İlgide kayıtlı dilekçenizde; mülkiyeti .................. Kaymakamlığı Öğretmenler Lokali Müdürlüğü’ne ait olan işyeri için yapacağınız kira ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı veya sorumlu sıfatıyla Katma Değer Vergisi Beyannamesi verilip verilmeyeceği hususundaki Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinde; ''Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.'' hükmüne yer verilmekte olup, aynı maddenin 5/a bendinde de, anılan Kanunun 70’inci maddesinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığında yapılan ödemelerden % 20 oranında gelir vergisi tevkif edileceği hükme bağlanmıştır.

          Buna göre, gelir vergisi tevkifatı yıllık beyan esasında alınacak vergiye mahsuben peşin tahsilat sağlayan bir vergileme sistemidir. Diğer bir ifade ile tevkifata tabi tutulacak ödemenin sahibinin, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olması veya gelir, kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte kanunda tevkifat yapılacağı belirtilmiş olması gerekmektedir.

Ödenen Bağ-Kur primlerinin ilgili dönem geçici vergi beyannamesinden indirim konusu yapılmasının mümkün bulunduğu hk.

İlgili Kanun : Gelir Vergisi Kanunu
İlgili Madde : mük.120, 217 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği
İlgili Birim :      Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüğü
Özelge Tarihi : 23.06.2009
Özelge Sayısı : 176200-ÖZ/1333

 Ödenen Bağ-Kur primlerinin ilgili dönem geçici vergi beyannamesinden indirim konusu yapılmasının mümkün bulunduğu hk. 

İlgide kayıtlı dilekçenizde; .............. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün ..................... vergi sicil numaralı mükellefi olduğunuzu, 5510 sayılı kanunun 4/b bendine göre sigorta primi ödediğinizi belirterek, dönem içinde ödediğiniz sigorta primlerinin Geçici Vergiye ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılıp yapılmayacağı ve indirim konusu yapılması durumunda beyannamede nasıl gösterileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120’nci maddesinde ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, geçici vergi ödeyecekleri hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak yayımlanan 217 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin ''Geçici Vergiye Esas Kazancın Tespiti'' başlıklı 3’ncü bölümünde; ''Mükellefler, vergilendirme dönemleri itibariyle geçici vergiye tabi kazançlarının belirlenmesinde, ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanununda yer alan hükümlere uymak zorundadırlar...'' denilmiş olup, ''Özellik Gösteren Durumlar'' başlıklı 4’ncü bölümünde ise; ''Mükellefler geçici vergiye tabi kazançlarının tespitinde, söz konusu kazançlarını yıllık beyanname ile beyan etmeleri halinde yararlanabilecekleri tüm indirim ve istisnaları dikkate alabileceklerdir.'' açıklamasına yer verilmiştir.

Spor klubüne ödenecek müsabaka hasılatına ilişkin katma değer vergisinin beyanı ve haczedilip edilemeyeceği

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı :B.07.1.GİB.4.35.17.01/KDV:02-1018/1236                 08 HAZİRAN 2007

Konu: Spor klubüne ödenecek müsabaka hasılatına ilişkin katma değer vergisinin beyanı ve haczedilip edilemeyeceği


… MÜDÜRLÜĞÜNE
                                                    İZMİR

İlgi :… tarih ve … sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı bulunan yazınızda belirtilen hususlar ile ilgili olarak Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

Vergi Usul Kanunu Uygulaması Yönünden:

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229.maddesinde; ''Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.'',

            Aynı Kanunun 353.maddesinin 1.bendinde; ''(4108 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişen bent) Verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine, her bir belge için (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle belirlenen miktar) 364 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile  1.1.2007'den itibaren 139 -YTL) aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının % 10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir. 10.000.000 liradan (

Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle belirlenen miktar) 364 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2007'den itibaren 64.000 -YTL) geçemez,5.000.000.000 lirayı (

%50 özürlü raporu bulunan mükellefin araç alımında ÖTV istisnası

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı:.4.35.17.01-35-03-18/830                                        04 MAYIS 2010

Konu : %50 özürlü raporu bulunan mükellefin araç alımında ÖTV istisnası

İlgi : … tarihli dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçenizde %50 özürlü raporunuzun bulunması nedeniyle özel donanımlı araç alımında ÖTV istisnasından faydalanıp faydalanamayacağınız hususunda görüş talep edilmektedir.

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi ile Kanuna ekli(II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tabi mallardan, 87.03 ( motor silindir hacmi 1.600 cm³ ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³ ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P.numaralarında yer alanların, bizzat kullanılmak amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malül ve engelliler tarafından beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı ÖTV'den istisna edilmiştir.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 1 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğinin (7.2.1.2.) bölümünde, Kanuna ekli (II) sayılı listede yer alan ve yukarıda pozisyon numaraları belirtilen araçların, bizzat kullanmak amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malul ve engelliler tarafından ilk iktisabında ÖTV istisnası uygulanabilmesi için, mükellef tarafından verilecek ÖTV beyannamesine;

-Alıcının maluliyeti veya sakatlığı ile özel tertibat yaptırılan araçları kullanabileceğine dair Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yetkili sağlık kuruluşlarından alınacak sağlık kurulu raporu aslı veya noter onaylı örneği,

Kanuna ekli listelerdeki malların hangi G.T.İ.P. numarasında yer aldığının, bu konuda tek yetkili kurum olan Gümrük Müsteşarlığı (Gümrükler Genel Müdürlüğü) tarafından belirlenmesi gerektiği hk.

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı 
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)



Sayı   : B.07.1.GİB.4.35.17.01/ÖTV:03-389/718                   10 NİSAN 2010

Konu : Kanuna ekli listelerdeki malların hangi G.T.İ.P. numarasında yer aldığının, bu konuda tek yetkili kurum olan Gümrük Müsteşarlığı (Gümrükler Genel Müdürlüğü) tarafından belirlenmesi gerektiği.

İlgi : a)… tarihli dilekçeniz.
       b)… sayılı yazımız.

          Başkanlığımıza verilen ve … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzun belirtildiği ilgi (a)’da kayıtlı dilekçenizde sorulan hususlara ilişkin olarak düzenlenen ilgi (b)’de kayıtlı özelgemizin bir örneğinin de Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına intikal ettirilmesi sonucu alınan … tarih ve … sayılı yazıda;

            '񠘈 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu kapsamına giren mallar Kanuna ekli listelerde G.T.İ.P. numaraları itibarıyla belirlenmiş olup, aynı Kanunun 1/2 maddesinde, listelerdeki malların Türk Gümrük Tarife Cetvelinde tanımlanan eşyalar olduğu hükme bağlanmıştır.

            Bu hükümlere göre, Kanuna ekli (II) sayılı listedeki araçların hangi G.T.İ.P. numarasında yer aldığının, bu konuda tek yetkili kurum olan Gümrük Müsteşarlığı (Gümrükler Genel Müdürlüğü) tarafından belirlenmesi gerekmektedir.

Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen seçilmiş bazı özelgeler

Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesi çerçevesinde, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından tereddüt edilen konular hakkında Gelir İdaresinden açıklama (özelge) istenebilmektedir.
Özelge talepleri için başvurular, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde bu birimlere, bulunmayan illerde ise Defterdarlıklara yapılmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı merkezine doğrudan başvurma olanağı yoktur.
Özelge başvuruları, özelge talep formu ile yapılabilmekte, başvurulan birimler tarafından hazırlanan özelge taslağı GİB merkezine onay için gönderilmekte, onay süreci Özelge Komisyonu onayı ile sonuçlanmaktadır. Özelge Komisyonunca onaylanan özelgeler, otomasyon sistemi üzerinden yetkili birimlere aktarılmakta ve yetkili birimce imzalanarak özelge talep eden mükellefe gönderilmektedir.
Onaylanan özelgeler Gelir İdaresinin bütün yetkili birimlerinin görebildikleri bir havuza atılmakta ve özelge havuzunda örneği oluşan özelgeler için merkeze tekrar onaya gönderilmemektedir.
Gelir İdaresince verilen özelgelerden özelliği olması nedeniyle seçilmiş olan bir kısmı zaman zaman Vergi Bültenlerine konu edilmektedir.
Son zamanlarda verilen özelgelerden önemli bazılarının özeti aşağıda yer almaktadır.
1. Kurumlar Vergisi Kanunu
Yurt dışından faizsiz olarak temin edilen kaynağın ilişkili şirkete faizsiz kullandırılması halinde kurumlar vergisi ve stopaj uygulaması
(07.04.2012 tarih ve 465 sayılı özelge)
Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmayan Hollanda mukimi ilişkili şirketten temin edilen kaynak karşılığında herhangi bir faiz ve benzeri ödemede bulunmaması veya gider yazılmaması halinde, örtülü sermaye şartları gerçekleşse bile bedelsiz kullanılan söz konusu kaynak dolayısıyla dağıtılmış kar payı kabul edilecek bir tutar olmayacaktır.
Ancak, faizsiz olarak Hollanda mukimi olan ortaktan temin edilen kaynağın Türkiye’deki iştiraklere kullandırılması halinde, tam mükellefiyete tabi şirket veya iştirakleri olan şirketler hakkında Kurumlar Vergisi Kanunu’nun örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanacaktır.

Satış iadesi olarak alınan son kullanma tarihi yaklaşmış veya ambalajı bozulmuş ürünlerden geri kazanılamayan kısmın KDV mevzuatı bakımından zayi olan mal mı yoksa fire olarak mı değerlendirilmesi gerektiği hk.

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelir idaresi Başkanlığı
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

SAYI : B.07.1.GİB.0.01.53/5330-140                          10.05.2010*042453

KONU: Satış iadesi olarak alınan son kullanma tarihi yaklaşmış veya ambalajı bozulmuş ürünlerden geri kazanılamayan kısmın KDV mevzuatı bakımından zayi olan mal mı yoksa fire olarak mı değerlendirilmesi gerektiği hk.
  
İLGİ: … tarih ve … sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız ve ekinde alınan Başkanlığınız … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi … A.Ş.'ye ait dilekçenin incelenmesinden, söz konusu şirketin satış iadesi olarak aldığı son kullanma tarihi yaklaşmış veya ambalajı bozulmuş ürünlerden bir kısmının geri kazanılabildiği bir kısmının ise geri kazanılamadığı belirtilerek geri kazanılamayan kısmın KDV mevzuatı bakımından zayi olan mal mı yoksa fire olarak mı değerlendirilmesi gerektiği sorulmaktadır.

KDV Kanununun 30/c maddesine göre; deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. 

Öte yandan 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (E) bölümünde KDV Kanununun 30/c maddesi uyarınca kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılmasının da mümkün bulunmadığı, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin ''İlave Edilecek KDV'' satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerektiği açıklanmıştır. 

Serbest meslek makbuzunda gelir vergisi tevkifatının yapılıp yapılmayacağı hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı: B.07.1.GİB.4.38.15.01-GV-20-485-57                     20/04/2012
KonuSerbest meslek makbuzunda gelir vergisi tevkifatının yapılıp yapılmayacağı
         


            İlgide kayıtlı özelge talep formu ile ... Vergi Dairesi Müdürlüğü ... vergi kimlik numarasında kayıtlı gelir vergisi mükellefi olduğunuz, ... İdare Mahkemesince ... Bakanlığı aleyhine açılan 37 adet iptal davasının kabulü ile lehinize 325,00.-TL avukatlık ücretinin belirlendiği, ... Bakanlığınca dava dosyaları ile ilgili olarak icra ücretleri ile avukatlık ücretinin gelir vergisi tevkifatı yapılmaksızın icra müdürlüğüne yatırıldığı belirtilerek; icra müdürlüğü aracılığıyla yapacağınız tahsilatlarda serbest meslek makbuzunun kimin adına düzenleneceği ile gelir vergisi tevkifatının kim tarafından yapılacağı ve birden fazla dosya için bir defada yapılan ödeme için bir serbest meslek makbuzu düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde, "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

            Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır." hükmü yer almıştır.

            Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları belirtilmiş olup, aynı maddenin 2/b numaralı bendiyle, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden % 20 oranında tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

TÜBİTAK tarafından desteklenen Ar-Ge projesinden doğan alacakların kayıtsız şartsız bankaya temlikine ilişkin düzenlenen kağıdın 5746 sayılı Kanun ve Damga Vergisi Kanunu uyarınca damga vergisinden istisna olup olmadığı hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)


Sayı   :B.07.1.GİB.4.06.17.02-155[5746/2011/1921]-487          20/04/2012


Konu : TÜBİTAK tarafından desteklenen Ar-Ge projesinden doğan alacakların kayıtsız şartsız bankaya temlikine ilişkin düzenlenen kağıdın 5746 sayılı Kanun ve Damga Vergisi Kanunu uyarınca damga vergisinden istisna olup olmadığı hk.


İlgi :   .... tarih ve ... evrak kayıt sayılı özelge talep formu.


İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, firmanızın ODTÜ Teknokent Bölgesinde Ar-Ge faaliyetleri yürüttüğünü belirterek, TÜBİTAK tarafından desteklenen Ar-Ge projenize ilişkin olarak firmanız lehine tahakkuk etmiş ve edecek alacaklarınızı temlik ederek bankadan Ar-Ge projelerinize yönelik kredi talebinde bulunacağınızdan bahisle, söz konusu işlem nedeniyle düzenlenen kağıtların 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkındaki Kanun kapsamında damga vergisinden müstesna olup olmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde ise damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan söz konusu Kanuna bağlı (1) sayılı tablonun "I. Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin damga vergisine tabi olduğu belirtilmiştir. 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden geçerli olmak üzere Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasındaki kağıtlar için damga vergisi oranı binde 8,25 olarak belirlenmiştir.

Eş adına ödenen isteğe bağlı sigorta primlerinin ücretin safi tutarının tespitinde gider olarak indirilememesi hk.

T.C.
SİVAS VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü 


Sayı : B.07.4.DEF.0.58.10.00-2011-1-31-2                         22/02/2012


Konu : Gelir Vergisi Kanunu 


İlgide kayıtlı dilekçenizde; ... Hastanesinde memur olarak çalıştığınız ve eşiniz adına ödenen isteğe bağlı sigorta primlerinin, ücretinizin safi tutarının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Defterdarlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde ücretin tanımı yapılmış olup, aynı Kanunun 63 üncü maddesinde;    

"Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır.
...
3- Sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları,

Küçüklerin Basit Usul mükellefiyeti hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MALATYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü


SayıB.07.1.GİB.4.44.15.01-GVK-2012/1-19           24/04/2012


KonuKüçüklerin Basit Usul mükellefiyeti


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 9 yaşındaki oğlunuz ... adına çay ocağı işletmek üzere basit usulde mükellef olmak için noterden aldığınız muvafakatname ile vergi dairesine müracaatta bulunduğunuz, ancak vergi dairesince basit usulde mükellef olamayacağınızın ifade edildiği belirtilerek, 9 yaşındaki oğlunuz adına çay ocağı faaliyetinden dolayı basit usul mükellefiyeti açılıp açılamayacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

             Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 ncü maddesinin  (B)  bendinde,

            ''Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.

             Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.

             İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan  bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti  bunu iddia eden tarafa aittir.'' hükmü yer almaktadır.

Evde yapılan pasta ve kurabiye gibi gıda ürünlerinin internet aracılıyla satışından elde edilen kazancın vergilendirilmesi hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)


Sayı:B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 9-1477                  27/04/2012
KonuEvde yapılan pasta ve kurabiye gibi gıda ürünlerinin internet aracılıyla satışından elde edilen kazancın vergilendirilmesi.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, evinizde pasta ve kurabiye gibi gıda ürünleri yaptığınızı ve yapmış olduğunuz bu ürünleri internet aracılığıyla sattığınızı belirterek, bu faaliyetiniz nedeniyle esnaf muaflığından yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Vergiden Muaf Esnaf" başlıklı 9'uncu maddesinde, "Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.

            1- Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç);
            ...
         6- Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, kırpıntı deriden üretilen mamuller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.

Esnaf muaflığı (örgü, dantel, yatak örtüsü) hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü



Sayı:B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[9-12/21]-507           30/04/2012


KonuEsnaf muaflığı (örgü, dantel, yatak örtüsü)


             İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,  el işi, örgü, dantel ve yatak örtüsü gibi işler yaptığınızı belirterek, söz konusu faaliyetinizin esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmiş ve söz konusu faaliyetinizi evinizde yaptığınıza dair gerekli tespitin yapılması istenilmiştir.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Vergiden Muaf Esnaf" başlıklı 9'uncu maddesinde, "Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekilde ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.            ...
            6. (5615 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değişen bent Yürürlük; 04.04.2007) Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, kırpıntı deriden üretilen mamûller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.
            ...
            Ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usûlde Gelir Vergisine tâbi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından faydalanamazlar." hükmü yer almıştır.

Yapılan işin yıllara sari inşaat işi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı:B.07.1.GİB.4.41.15.01-KVK-2012/5-102  24/04/2012


Konu: Yapılan işin yıllara sari inşaat işi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk


            İlgide kayıtlı özelge talebinizle, ekteki sözleşmede belirtilen "..... Sulaması İnşaatı" kapsamındaki kanal kil ve küskü dolgu malzemesinin ocakta her şartta kazılması, malzemenin dolgu sahasına nakledilmesi ve DSİ teknik şartlarına uygun olarak serilmesi, sulanması, sıkıştırılması ve ara tabakaların istenilen kotta tesviye edilmesi işinin yıllara sari inşaat kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

             193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir." hükmü yer almaktadır.

             Aynı Kanunun 44 üncü maddesinin birinci fıkrasında "İnşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde  geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir." hükmüne yer verilmiştir.

             Bir işin Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamına giren inşaat ve onarma işlerinden olması için yapılan işin inşaat ve onarma işi olması, birden fazla takvim yılına sirayet etmesi ve taahhüde bağlı olarak yapılması gerekir.

Ö.K.C. kullanma mecburiyetinin başlama tarihi hk.

Tarih 25/08/1997
Sayı B.07.0.GEL.0.65/6516-274/36173
Kapsam
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü

TARİH : 25.08.1997
SAYI : B.07.0.GEL.0.65/6516-274/36173
KONU : Ö.K.C. kullanma mecburiyetinin 
başlama tarihi hk.
ANKARA VALİLİĞİ
(Defterdarlık: Usul Gelir Müdürlüğüne)

İLGİ: 30.6.1997 gün ve B.07.4.DEF.0.06.14/97-33008-24/9220 sayılı yazınız.


İlgi yazınızda İliniz ..... Vergi Dairesi mükelleflerinden .....'nun, 21.3.1997 tarihli dilekçesi ile 20.1.1997 tarihinden itibaren işe başladığını ilgili vergi dairesine bildirdiği, ancak ödeme kaydedici cihazını mükellefiyetinin tesisinde meydana gelen gecikmeden dolayı süresinde kullanamadığı belirtilerek, ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetinin başlama tarihinin belirlenmesinde, işe başlama tarihinin mi, yoksa mükellefiyetinin tesis edildiği tarihin mi esas alınacağı sorulmaktadır.

Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanunla ilgili 36 Seri No.lu Genel Tebliğde, yeni işe başlayan mükelleflerìn ödeme kaydedici cihazları kullanma mecburiyetlerinin, işe başlama tarihinden itibaren 30 gün (51 Seri No.lu Genel Tebliğe göre kalkınmada öncelikli yörelerde 60 gün) içerisinde başlayacağı, 27 Seri No.lu Genel Tebliğin 1. bölümünde ise, gerek mecburiyetlerinin başlaması sebebiyle gerekse kendi istekleri ile ödeme kaydedici cihaz alan mükelleflerin, aldıkları cihazları, alış faturasının düzenlendiği tarihten (fatura tarihi dahil) itibaren on beş gün içerisinde bağlı bulundukları vergi dairesine kaydettirerek ödeme kaydedici cihazlara ait levhayı alacakları açıklanmıştır.

E-Beyanname Sözleşmesinin Sistemden Girilmesi


Tarih  : 12.09.2011
Sayı   : B.07.01.GİB.0.15.80-622.03-1004


405 sayılı VUK Genel Tebliği ile e-beyanname sözleşmesinin sistemden girilmesindeki tereddütlerin giderilmesi hk.
Başvuru formunuzda; Bakanlığımızca yayımlanan 405 sayılı VUK Genel Tebliği ile e-beyanname sözleşmesinin sistemden girilmesindeki tereddütlerinizi belirtmektesiniz.
Tereddütlerinizi giderici açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
1. İptal Edilen E-Beyanname Sözleşme Bilgi Girişi: Mükellef ile meslek mensubu arasında düzenlenen sözleşmenin herhangi bir nedenle (sözleşme süresinin sona ermesi hariç) sona erdirilmesi durumunda (Mükellefin işini bırakması, mükellefin ölümü, meslek mensubunun herhangi bir nedenle işini bırakması, sehven girişi yapılan sözleşmeler ve mükellef ile meslek mensubu arasında çıkarılan ihtilaf vb. durumlarda) bu menü seçilerek iptal girişi yapılacaktır.
2. Süresi Sona Eren E-Beyanname Sözleşme Bilgi Girişi: Mükellef ile meslek mensubu arasında düzenlenen sözleşmenin süresinde sona ermesi durumunda bu menü seçilerek iptal girişi yapılacaktır.

3. İptal Edilen Yerine Süresi Sona Eren, Süresi Sona Eren Yerine İptal Edilen Sözleşme Bilgi Girişlerinin Yapılması: Bu tür girişlere dikkat edilmesi gerekir. Başkanlığımızca alınacak istatistikler açısından önemlidir.

6111 sayılı Kanun hükümlerine göre stok artırımında bulunan şirketin kayıtlarında pasif hesaplarda yer alan tutarın, şirketin sermayesine ilave edilip edilmeyeceği hk.

Başlık 6111 sayılı Kanun hükümlerine göre stok artırımında bulunan şirketin kayıtlarında pasif hesaplarda yer alan tutarın, şirketin sermayesine ilave edilip edilmeyeceği hk.
Tarih 30/04/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.2011.ÖZ.83-265
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
 
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.2011.ÖZ.83-265
30/04/2012
Konu
:
6111 sayılı Kanun hükümlerine göre stok artırımında bulunan şirketin kayıtlarında pasif hesaplarda yer alan tutarı şirketin sermayesine ilave edilip edilmeyeceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 6111 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine göre stok artırımı beyanında bulunduğunuz, stok beyanına ilişkin muhasebe kayıtlarınızı 1 seri no.lu Bazı Alacakların Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliğindeki açıklamalara göre yaptığınız belirtilerek, kayıtlarınızda pasif hesaplarda yer alan tutarı ortaklar kurulu kararı ile şirketinizin sermayesine ilave edip edemeyeceğiniz hususunda görüşümüz sorulmaktadır.
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, techizat ve demirbaşlar” başlıklı 10 uncu maddesinde;
“(1) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil), işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen kıymetler için amortisman ayrılmaz.